NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ
الشَّرِيدِ أَنَّ
أُمَّهُ
أَوْصَتْهُ
أَنْ
يَعْتِقَ
عَنْهَا
رَقَبَةً
مُؤْمِنَةً
فَأَتَى
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ إِنَّ
أُمِّي
أَوْصَتْ
أَنْ
أُعْتِقَ
عَنْهَا
رَقَبَةً
مُؤْمِنَةً
وَعِنْدِي
جَارِيَةٌ
سَوْدَاءُ
نُوبِيَّةٌ
فَذَكَرَ
نَحْوَهُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
خَالِدُ بْنُ
عَبْدِ
اللَّهِ
أَرْسَلَهُ
لَمْ
يَذْكُرْ
الشَّرِيدَ
Şerîd (b. Süveyd es-Sakafî)'den
rivayet edildiğine göre;
Annesi ona kendisi adına
bir mü'min köle azad etmesini vasiyet etti. Şerîd, Rasûlullah (s.a.v.)'a gelip:
Ya Rasûlallahî Annem
bana kendisi adına bir mü'min köle azad etmemi vasiyet etti. Benimse, Nûbiyeli siyah
bir cariyem var (onu azad edebilir miyim?), dedi.
(Bundan sonra) ravi,
önceki (3282.) hadisin benzerini zikretti.
Ebû Dâvûd dedi ki: Halid
b. Abdiliah, hadisi mürsel olarak
rivayet etti, Şerîd'i anmadı.
İzah:
Nesâî, vesâya; Ahmed b.
Hanbel, IV, 222, 388, 399.
Nûbiye, Sudan'da geniş
bir yerdir. Bilâl-i Habeşî (r.a) de buralı idi.
Yukarıdaki metinden
anlaşıldığına göre; Şerîd annesinin vasiyetini yerine getirmek için mü'min bir
köle azad etmek istediğinde, elindeki cariyenin yeterli olup olmadığında
tereddüt etmiş ve meseleyi Hz. Nebi (s.a.v.)'e intikal ettirmiştir. Hz. Nebi
(s.a.v.) cariyeye; "Allah nerede? Ben kimim?" gibi sorular sorarak,
cariyenin müslümanhğına hükmetmiştir. Ancak bu bölüm hadiste anılmamış, sadece
"yukarıdaki hadisin benzen..." diye işaretle yetinilmiştir.
Nesâî'deki rivayette,
bu kısım da metne alınmıştır. Fakat birazcık farklıdır. Oradaki rivayete göre
Hz. Nebi (s.a.v.) cariyeye; "Rabbin kim?*' diye sormuş cariye,
"Allah" karşılığını vermiş, daha sonra "Ben kimim?" demiş,
bu sefer de "Sen Allah'ın elçisisin'' cevabını almıştır. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v.): "Onu azad et, o mü-'mindir" buyurmuştur.
Ebû Dâvûd, bu hadisi
Halid b. Abdullah'ın Şerîd'i hiç anmadan mürsel olarak da rivayet ettiğini
söyler, Bezlü'I-Mechûd sahibi; "Halid'in bu hadisini ben yanımda olan
kitaplarda bulamadım" demektedir.
Bu hadis de
keffaretlerde azad edilecek kölenin mü'min olması gerektiğini isbat için bu
baba alınmıştır. Fakat hadisin böyle bir delâleti açık ve kesin değildir.
Çünkü Şerîd'in, elindeki cariyenin azad için yeterli olup olmadığını
araştırması, mutlak olarak azad edilecek kölenin müslüman olması gerektiğinden
dolayı değil de annesinin vasiyetine tam uymak için olabilir. Çünkü annesi
kendisine, mü'min bir köle azad etmesini vasiyet etmiş, o da meseleyi Hz.
Nebi'e bildirirken aynı ifadeyi kullanmıştır.